Bugun Hangi Şiir Sizi Anlatıyor ?

'Şiirler ve Güzel Sözler' forumunda sha. tarafından 2 Eyl 2009 tarihinde açılan konu

  1. zipper

    zipper quae nocent docent

    Kısa bir öyküdür hayat
    uğruna upuzun acılar çektiğimiz ...
     
  2. zipper

    zipper quae nocent docent

    ''Gökyüzü karışıksa kuşların işi.
    Ya içim içime sığmıyorsa?''

    Edip Cansever
     
  3. zipper

    zipper quae nocent docent

    Şimdi kopardım urganlarını
    Dostluğum da sensiz, düşmanlığım da
    Irmak ikiyüzlü akar mı sandın
    Güneş karanlıktan korkar mı sandın
    git, seninle gitsin pişmanlığım da


    Bileydim layık olmadığını
    yürür müydüm yollarında
     
  4. zipper

    zipper quae nocent docent

    her kadın saçmadır sevdiği zaman...
    bırak da içimden seveyim seni
    açığa vurmadan..


    Nazım Hikmet
     
  5. zipper

    zipper quae nocent docent

    Ben seninle çay içmek istiyorum.
    Seni duymak,
    seni görmek,
    seni bilmek,
    seni yanımda hissetmek istiyorum.
    Sana şiir okumak istiyorum,…
    yazmaktan bıktım, usandım.
    Ben artık yazıları sana söylemek istiyorum.
    Küçük bir evde, büyük hayaller kurmak istiyorum.
    Sobanın yanında, seninle birlikte, üşüyen ellerimi çayın sıcaklığına
    bırakmak istiyorum.
    Ben aslında sevmek değil, seninle yaşlanmak istiyorum.


     
  6. zipper

    zipper quae nocent docent

    ''Hem kızdım, hem güldüm halime.
    Sonra dedim ki, Söz ver kendine!
    Denizleri seviyorsan, Dalgaları da seveceksin.
    Sevilmek istiyorsan, Önce sevmeyi bileceksin.
    Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin..
    Korkarak yaşıyorsan,
    Yalnızca; hayatı seyredersin…''


    Nietzsche
     
  7. zipper

    zipper quae nocent docent

    Sevmeyi yalnızca sevmek sanan ey kendine ceza kalp?
    Neden iyi zamanları hatırlar insan?
    İnanmak ister yeniden boyun eğdirdiğine?
    Aşk ötekinde hayata dönmüşken...

    “Su serptim ateş sönsün/ serptiğim su da yandı”*
    diyemedim.
    Sevgilim ayrılık… senin külün, ağzıma örttüğüm...
     
  8. zipper

    zipper quae nocent docent

    “Allah’tan sıcak simit oluyor ”sensiz” uyandığım saatlerde…
    İnanmayacaksın belki,
    Simitçiye giderken bile sıcak simitin bulunduğu tek saat olan,
    Sabah ”beşte” bile ,
    Seninle karşılaşmayı kurguluyorum…”
     
  9. SeaBoy`

    SeaBoy` " ۱۹ ٦ط "

    Başı boş ve hoyrat çıkar gidersin en fazla
    Her şeyi bıraktığını zannedersin ardında
    Her şey seni bırakmaz
    En çokta ağlamak
     
  10. zipper

    zipper quae nocent docent

    Biliyorum özlem kör topal zamanlarında ilerliyoruz..
    Sen benden uzakta, ben senden ırakta yürümekteyiz..
    Dışı düşsüzlüğe gebe kalmış bir sabahın koynunda boyun bükmekteyiz..
    Bazen gözlerimiz nemlenmekte,
    bazen de özlem aramıza perdelenmekte..

    Bırak ellerinden içmeyeyim bir bardak suyu..
    Bırak gözlerinde sabahlamasın yüreğim..

    Uzaklarda bana ait bir cümle ol yeter..
     
  11. zipper

    zipper quae nocent docent

    ''Şimdi bu zamana kadar birbirimizde geç kaldığımız ne varsa izin ver hepsini tamamlayayım..
    O kadar çok boş konuştuk ki başka başka insanlarla
    artık bundan sonra edeceğimiz her laf teferruat.
    Sus..
    Beni de sustur.
    Renkli elişi kağıtlarına hayallerimizi nakşedelim,
    farklı şekillerden aynı anlamları çıkaralım sonra.
    Sonra..
    Sonrasının ne önemi var?
    Durma.
    Bende eksik olan ne varsa sende olanlarla tamamla..''


    Ali Lidar
     
  12. zipper

    zipper quae nocent docent

    Ulaşınca herkes sever seni
    Ben ulaşamayınca da sevdim
    Yıldız tozu gibiyken sen
    Ya da kaf dağı çiçeği
    Olsun dedim ne yapayım
    Yatıp en erken uykulara
    Rüyalarımda göreyim diye
    Karıştırıp varlığını yokluğuna
    Yokken de varmışsın gibi sevdim..


    Ali Lidar
     
  13. zipper

    zipper quae nocent docent

    ” Peki ” demek ;
    üzüldüm ama
    belli etmek istemiyorum demek.
    gitme ama bunu söyleyemiyor dilim demek.
    anla demek..
    sev demek.
    bil istedim demek…

    Osman Nuri Ünsal
     
  14. SeaBoy`

    SeaBoy` " ۱۹ ٦ط "

    beni öyle bir yalana inandır ki
    ömrümce sürsün doğruluğu
     
  15. zipper

    zipper quae nocent docent

    İnsanlar vardır.
    alıp başını gidebilen,yaşananları silebilen,yıkan,döken...
    Tabiki gidemeyenler,silemeyenler ama susabilenler.
    değişiktir insanoğlu,
    Birileri birilerine gider,o birileri başka birilerine....
    insanoğlu işte!

    hep bir ileri (ne) gitmek ister.
    birilerine gider hep o kalpler.
    yollara bitişen kaldırımlar şahittir o gidişlere,sevinçlere,hüzünlere..
    çöken kaldırımlar vardır gidişlerde
    senin gidişinde ya da onun gidişinde.
    bakma o kaldırımların anlamsız gibi durduklarına ,ezilmelerine,
    vurdumduymazlıklarına...
    boş değildir o kaldırımlar.
    çoluk çocuk, kadınlar,kalabalıklar.
    Görünen o ki kalpler gibi kaldırımlar da işgal...

    son bir dipnot:
    gidişini gelişinden tanımıştım.
    tek nefeste okunan dua gibiydin
    yanlışlarla dolu dua...
    tertil yok tecvidler hep hata..
     
  16. curium

    curium Primus inter pares

    Ey Hayat

    ey hayat, sen şavkı sularda bir dolunaysın
    aslında yokum ben bu oyunda
    ömrüm beni yok saysın

    yaşam bir ıstaka
    gelir vurur ömrümün çoşkusuna
    hani tutulur dilin
    konuşamazsın

    tırmandıkça yücelir dağlar

    sen mahlupsun sen ıssız
    ve kalbinde kuşların gömütlüğü
    tutunamazsın...

    eloğlu sevdalardan dem tutar
    aşk büyütür yıldızlardan
    yasak senin düşlerin
    dokunamazsın

    birini sevmişsindir geçen yıllarda
    açık gibi bir yara gibidir hala
    hala çok özlersin onu
    ağlayamazsın

    yolunda köprüler çürür
    sesin, sessizlik sanki bir uğultuda
    savurur hayat kül eyler seni
    doğrulamazsın!

    yapayanlız bir ünlemsim
    dünyayı ıslatan şu yağmurlarda
    herşey çeker ve iter
    anlatamazsın

    yaşam bir ıstaka
    gelir vurur işte ömrünün çoşkusuna
    sesinde çığlıklar boğulur ama
    bağramazsın...

    sonra vakt erişir, toporak gülümser sana
    upuzun bir ömrün ortasında
    ne hayata ne ölüme
    yakışamazsın!

    yazdırmalısın mezar taşına:
    ey hayat, sen şavkı sularda bir dolunaysın
    aslında hiç olmadım ben bu oyunda
    ömrüm beni yok saysın...
     
  17. zipper

    zipper quae nocent docent

    Neyim var benim neyim
    Bir ey'im var bireyim
    Biraz oyuncağım var
    Bir de tatlım diyenim
    Biraz ağlarım bazen
    Bazen biraz gülerim
    Neyin var diye sorarlar
    Bilmem....
    Neyim var benim
    Oyuncaklarım var sahi
    Ha bir de kuzum diyenim
    Neyim var başka neyim
    Ertelenmiş bir niyetim
    Bir evim var benim değil
    Ortasında sobası yok
    Üşüyünce çay içerim
    Demlikte çayım var benim

    Neyim var lan benim neyim
    İç cebimde bilyelerim
    Uzaklarda bir yerlerde
    Selvi boylu sevdiceğim
    Neyin var demeyin artık
    Yok bir şeyim yok bir şeyim
    Telaşımı mazur görün
    Kalıcı değil gidiciyim..
     
  18. zipper

    zipper quae nocent docent

    “ Ben sana duyduğum sevgiyi,
    Seninle birlikte olmadığım,
    Seni hiç görmediğim günlerde bile
    İçimde taşıyor olacağım. ”


    İnci Aral
     
  19. alkane

    alkane Well-Known Member

    kırgınım, saçılmış
    bir nar gibiyim

    sessiz akan bir ırmağım
    geceden...
    git dersen giderim
    kal dersen kalırım

    git
    dersen
    kuşlar da dönmez, güz kuşları
    yanıma kiraz hevenkleri alırım

    ve seninle yaşadığım
    o iyi günleri,
    kötü
    günleri bırakırım.

    aynı gökyüzü aynı keder
    değişen bir şey yok ki
    gidip
    yağmurlara durayım.

    söylenmemiş sahipsiz
    bir şarkıyım

    belki
    sararmış
    eski resimlerde kalırım

    belki esmer bir çocuğun dilinde.

    bütün derinlikler sığ
    sözcüklerin hepsi iğreti

    değişen bir şey yok hiç
    ölüm hariç.

    aynı gökyüzü aynı keder..

    Behçet Aysan
     
  20. zipper

    zipper quae nocent docent

    [​IMG]


    "Güzel günlerim vardı, yağmurlarla ıslanan…”
    Turgut Uyar

    * * *

    "Bir çiçek bahçesinde geceye durgun kalışın yağmur sıcağı gibi… Öptüm sonsuz gidişinden, saçlarının seyriyle seni…”

    Cahit Zarifoğlu

    * * *

    "Bu Allahsız, bu yağmur, işlemez karanlıkta. Garipliğine yan, yan yürek yan. Gitti giden, gitti giden…”

    Gülten Akın

    * * *

    "Dışarıya yağmur, yüreğime hasret, fikrime sen… Nasıl yağıyorsunuz üçünüz birden bir bilsen…”

    Cemal Süreya

    * * *

    "İşte şu yağmur, işte şu balkon, işte ben, işte şu begonya, işte şu yalnızlık. Ben dediğim koskocaman bir oyuk…”

    Edip Cansever

    * * *

    "Yağmur başladı, sen dedim camlara koştum…"

    Ah Muhsin Ünlü

    * * *

    "Eğer şairsem beni tanırsan, yağmurdan korktuğumu bilirsen, gözlerim aklına gelirse; elimden tut yoksa düşeceğim…"

    Atilla İlhan

    * * *

    "Varsın bahçelerde rüzgar gezinsin,
    Yağmur ince ince toprağa sinsin,
    Bir başka alemden gelmiş gibisin,
    Dalmış gözlerinle pencerelerde…”

    Ahmet Hamdi Tanpınar

    * * *
    ”Sonra belki çay içeriz, şansımız varsa yağmur da yağar. Damlalara huzur yüklemece oynarız. Benim damlam seninkini alnından öper. Güzel şeyler olur belki. Sen gel bence.”

    Lale Müldür

    * * *

    "Sonunda baş başa kalıyoruz gene, baş başa kalıyoruz doğayla ben. İşte az önce yağmur da başladı, cumartesi günlerden."

    Edip Cansever

    * * *

    "Bazen rüzgarın saçımı dağıtmasına, yağmurun yüzümü ıslatmasına, birilerinin kalbimi kırmasına izin veririm. Sonra; saçımı toplarım, şemsiyemi açarım, kalbimi kapatırım. Hepsi bu…"

    Can Yücel

    * * *

    "Sonra cumartesi günleri
    gelir, sonra gökyüzü gelir hemen kurtulurum. Bir yağmur yağsa da, beraber ıslansak…"

    Turgut Uyar

    * * *
    "O üzüntü birdenbire gelir. Hava yağmurludur…"
    Sait Faik Abasıyanık
    "Bana yağmuru anlatma, yağ!"

    Victor Hugo

    * * *

    "Sanki nedir bir sonbahar yağmurunun anlamı, Bir kadın bir pencerede yalnızken…"

    Edip Cansever

    * * *

    "Güzel kalan yaralar vardır çünkü.
    Limon kokulu yağmurlu kadınlar vardır.
    Hiç unutmayan kadınlar vardır.
    Her şeye rağmen yağmur kalan kadınlar vardır.”

    Lale Müldür

    * * *

    "…ve güldün, rengârenk yağmurlar yağdı…"

    Sezai Karakoç

    * * *

    "Şarabımız bitince yağmura çıkarız, kim güzelleşmiyor öpüşünce."

    Ahmet Oktay

    * * *

    "Eğer yağmur yağınca içeri gireceksen; seninle gitmem uzak ülkelere…"

    Umay Umay

    * * *

    "Belki yağmura da gerek kalmazdı, insanlar bu kadar kirli olmasaydı…"

    Turgut Uyar

    * * *

    "Adam yıldızlara basa basa yürüdü. Çünkü biraz önce yağmur yağmıştı…"

    Cemal Süreya

    * * *

    "Ben yağmur olur yağarım birazdan. Sen kelimelerimi sıkı tut…"

    Mehmet Deveci

    * * *

    "Yağmur yağıyor, ıslanıyor etraf. Ağlasak kimse anlamaz değil mi?"

    Oğuz Atay

    * * *

    "Dışarda yağmur var ve gitmek için iyi bir gün. Yağmur var ve her şeyi gizlemek için iyi bir gün…"

    Tarık Tufan

    * * *

    "Şehre laciverd bir ceket gibi yakışsın yağmur."

    Ah Muhsin Ünlü

    * * *

    "Bir gün çıkıp geleceğim yağmurlar altında; şemsiyesiz, nemden çürümüşse de ciğerlerim, damlalar gözlerimde buharlaşır…"

    Naim Kandemir
     

Bu Sayfayı Paylaş