Eski Mısır hakkında bilgi

'Tarih' forumunda DarknessLuck tarafından 3 Ara 2012 tarihinde açılan konu

  1. DarknessLuck

    DarknessLuck New Member

    Eski Mısır yada Antik Mısır (Khemet, Egypt), Antik Çağ'daki en büyük medeniyetlerdendir. M.Ö. 3050 yılları civarında kuruluşundan önce, güney Mısır ve kuzey Mısır olarak ikiye ayrılmaktaydı. Güney Mısır,

    Nil nehri boyunca uzanan verimli vadi,

    Mısır tarihinde

    Yukarı Mısır olarak, kuzey Mısır, delta ise Aşağı Mısır olarak geçer.

    Antik Mısır'ın dilinin, dinin ve uygarlığının esas adı Khemet olup, Egypt ise eski Yunan literatüründe geçmektedir.

    Yukarı Mısır'ın tarihine değin bulunan en eski bilgiler M.Ö. 6000'li yılları göstermektedir; ancak kurucusu Tiu'nun doğum tarihi ya da yaşadığı dönem hala sırdır. Aşağı Mısır'a gelince, bilinen kurucusu Ro en ünlü kralı da Scorpion King - Akrep Kral filminde de ilham alınan Scorpion of Egypt (Mısır Akrebi), Zekhen'dir. Yukarı Mısır'ı kendi yönetimi altında birleştiren Zekhen'den sonra kral olan Narmer, Delta bataklıklarına doğru yayılmayı sürdürmüştür.

    Narmer'in kuzey Mısır'daki; Wazner'in güney Mısırdaki egemenliği sonrasında; Hor-Aha (ya da Menes olarak bilinir) birleşik Mısır İmparatorluğu'nun ilk firavunuydu.

    Antik Mısır;

    Augustus Caesar'in liderliğindeki

    Roma İmparatorluğu tarafından M.Ö. 30 yılında ele geçirilmiştir. M.S. 7. yüzyılda Araplar burada egemen olmuş ; 1517 yılında ise

    Osmanlı İmparatorluğu sınırlarına katılmıştır. 1882 yılında da Mısır ;

    İngiltere'nin kolonisi olmuştur.

    Mısırın ilk devirleri(4 binyıl-M.Ö.16. yy)


    Mısır, eski dünyanın ilk siyasi birliğidir. Bu erken doğuşta raslantı dan çok olağanüstü şartların oluşturduğu bir yazgı vardır. Bu ülkenin siyasi, etnik manevi dayanıklılığı, sürekliliği bu oluşumu belgeler. Mısır imparatorlğuu,

    Asyanın büyük imparatorluklarından da,

    Roma İmparatorluğu’ndan da uzun ömürlü olmuştur.

    Sıkı bir gerekirciliğe (

    determinizme) bağlanmadan, elverişli bir koşullar demetinin, Mısır’ın kaderini etkilediği söylenebilir. Bu koşullar hem coğrafi, hem etnik türdendir.

    Nil nehri’nin ülke için birleştirici bir etken olması ve düzenli taşkınların kıyılardaki toprakların bereketi sağlaması Mısır bakımından çok güçlü bir etken olmuştur.


    Afrikalılar’ın

    Samilerin çok erken dönemde Mısır topraklarına yerleşmesi ve tek bir halk olarak kaynaşması ise etnik bakımından büyük önem taşır. Bir de ülkenin

    çöllerle çevrilmiş ve böylece dünyanın öbür ülkelerden ayrılmış olması, bölgenin güvenliğini sağlamıştır.





    Cilalıtaş çağı belgeleri, bu birliğin daha o zaman geldiğini ve Nil kıyılarında kendine has bir uygarlığın doğmuş olduğunu gösterir.

    Mısır’ın yazısı daha o zaman belirlenmiştir; tarih çağlarında Mısır artık doğal bir gelişme izlemekten başka birşey yapmayacaktır.

    Mısır’ın tarihi üzerine elimizde bulunan ilk belgeler M.Ö. IV ncü bin yılın son üçte birine kadar dayanır. Bu belgelere bakarak Mısır’ın önce bir siyasi birlik kurduğunu, sonra birbirinden ayrı iki krallığa ayrıldığını düşünebiliriz. Bu krallıkların biri güneyde yukarı Mısır’da öbürü kuzeyde, Delta’daydı. Bu ayrılış, uzun sürmüş görünmüyor. Güneyin iki hükümdarı, skorpion ve narmer, M.Ö. 3190 sularında otoritlerini kuzeyde, delta’da hakim kılmayı başarıyorlar.

    Narmer’in ardından gelenler (3197-2278 dolayları) birinci ve ikinci mısır sülalesini meydana getiriyor,başkent thinis’tir.Mısır’ın gelecekteki kudretinin temelleri bu dönemde gerek ülkenin yönetim ve hukuk bakımından örgütlenmesiyle, gerek tanrı kadar kutsal sayılan hükümdarın sahip olduğu olağan üstü güç ve etkiyle atılmış oldu.
     

Bu Sayfayı Paylaş