Kur'an'ın Türkçesi (Meal ) Mevdudi..

'Din ve İslam' forumunda sha. tarafından 7 Ağu 2009 tarihinde açılan konu

Konu etiketleri:
  1. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    085-BURUC SURESİ

    BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM


    [085.001] Burçları olan göğe andolsun,
    [085.002] O vadedilen güne,
    [085.003] Şahid olana (görene) ve şahid olunana (görülene) .
    [085.004] Kahrolsun Ashab-ı Uhdûd
    [085.005] 'Tutuşturucu-yakıt dolu o ateş,'
    [085.006] Hani kendileri (ateş hendeğinin) çevresinde oturmuşlardı.
    [085.007] Ve mü'minlere yaptıklarını seyrediyorlardı.
    [085.008] Kendileri onlardan, yalnızca 'üstün ve güçlü olan,' öğülen Allah'a iman ettiklerinden dolayı intikam alıyorlardı.
    [085.009] Ki O (Allah), göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Allah (c.c.) her şeyin üzerinde şahid olandır.
    [085.010] Gerçek şu ki, mü'min erkeklerle mü'min kadınlara işkence (fitne) uygulayanlar sonra da tevbe etmeyenler (yok mu) ; işte onlar için cehennem azabı vardır ve yakıcı azab onlar içindir.
    [085.011] Şüphesiz iman edip de salih amellerde bulunanlara gelince; onlar için de altından ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur.
    [085.012] Doğrusu, Rabbinin 'zorlu yakalayışı' şiddetlidir.
    [085.013] Çünkü O, ilkin var eden, (sonra dirilterek) döndürecek olandır.
    [085.014] O, çok bağışlayandır, çok sevendir.
    [085.015] Arşın sahibidir; Mecid (pek yüce) dir.
    [085.016] Her dilediğini yapıp-gerçekleştirendir.
    [085.017] Orduların haberi sana geldi mi?
    [085.018] Firavun ve Semûd (ordularının) ?
    [085.019] Hayır; küfretmekte olanlar, (kesintisiz) bir yalanlama içindedirler.
    [085.020] Allah ise, onları arkalarından sarıp-kuşatmıştır.
    [085.021] Hayır; o (Kitap), 'şerefli-üstün' olan bir Kur'an'dır;
    [085.022] Levh-i Mahfuz'dadır.
     
  2. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    086-TARIK SURESİ

    BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM



    [086.001] Göğe ve tarık'a andolsun,
    [086.002] Tarık'ın ne olduğunu sana bildiren nedir?
    [086.003] (Karanlığı) Delen yıldızdır.
    [086.004] Üzerinde gözetleyici-koruyucu bulunmayan hiç bir nefis (kimse) yoktur.
    [086.005] İnsan bir baksın, hangi şeyden yaratıldı?
    [086.006] Dökülüp atılan bir sudan yaratıldı.
    [086.007] (Bu su,) Bel kemiği ile kaburgalar arasında(ki organlar) dan çıkar.
    [086.008] Hiç şüphesiz (Allah,) onu yeniden-döndürmeğe güç yetirendir.
    [086.009] Sırların orta yere çıkarılacağı gün;
    [086.010] Artık onun ne gücü vardır, ne de bir yardımcısı.
    [086.011] Dönüşlü olan göğe andolsun.
    [086.012] Yarılan yere de.
    [086.013] Hiç şüphesiz o (Kur'an), ayırdeden bir sözdür.
    [086.014] O, bir şaka değildir.
    [086.015] Doğrusu onlar, hileli bir düzen planlayıp-kuruyorlar;
    [086.016] Ben de bir düzen kurup-hazırlamaktayım.
    [086.017] Sen şimdi küfretmekte olanlara bir mühlet ver, kendilerine az bir süre tanı.
     
  3. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    087-ALA SURESİ

    BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAAHİM


    [087.001] Rabbinin yüce ismini tesbih et,
    [087.002] Ki O, yarattı, 'bir düzen içinde biçim verdi,
    [087.003] Takdir etti, böylece yol gösterdi,
    [087.004] 'Yemyeşil-otlağı' çıkardı.
    [087.005] Ardından onu kuru, kara bir duruma soktu.
    [087.006] Sana okutacağız, sen de unutmayacaksın.
    [087.007] Ancak Allah'ın dilediği başka. Çünkü O, açıkta olanı da bilir, saklı duranı da.
    [087.008] Ve seni kolay olan için başarılı kılacağız.
    [087.009] Şu halde, eğer 'öğüt ve hatırlatma' bir yarar sağlayacaksa,
    [087.010] '(Allah'tan) İçi titreyerek korkan' öğüt alır-düşünür.
    [087.011] 'Mutsuz-bedbaht' olan da ondan kaçınır.
    [087.012] Ki o, en büyük ateşe yollanacaktır.
    [087.013] Sonra onun içinde o, ne olur, ne de yaşar.
    [087.014] Doğrusu, temizlenip-arınan felah bulmuştur;
    [087.015] Ve Rabbinin ismini zikredip namaz kılan.
    [087.016] Hayır siz, dünya hayatını seçip-üstün tutuyorsunuz.
    [087.017] Ahiret ise daha hayırlı ve daha süreklidir.
    [087.018] Şüphesiz bu, önceki sahifelerde vardır;
    [087.019] İbrahim'in ve Musa'nın sahifelerinde.
     
  4. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    088-GAŞİYE SURESİ

    BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM



    [088.001] (Her yanı yaygın olarak kuşatacak olan) -Kıyametin haberi sana geldi mi?
    [088.002] O gün, öyle yüzler vardır ki, 'zillet içinde aşağılanmıştır.'
    [088.003] Çalışmış, boşuna yorulmuştur.
    [088.004] Kızgın bir ateşe yollanırlar.
    [088.005] Kaynar bir kaynaktan içirilirler.
    [088.006] Onlar için (öldürücü ve zehirli olan) dan dikeninden başka bir yiyecek yoktur.
    [088.007] Ne doyurup-semirtir, ne de açlıktan korur.
    [088.008] O gün, öyle yüzler de vardır ki, nimette (engin bir mutluluk içinde) dirler.
    [088.009] Harcadığı-çabadan dolayı hoşnuttur.
    [088.010] Yüksek bir cennettedir.
    [088.011] Orda 'anlamsız ve saçma olan' bir söz işitmez.
    [088.012] Orda 'durmaksızın akan' bir kaynak vardır.
    [088.013] Orda «yükseklerde kurulmuş, tahtlar da vardır;
    [088.014] Konulmuş (içecek dolu) kaplar,
    [088.015] Dizi dizi yastıklar,
    [088.016] Ve serilmiş yaygılar.
    [088.017] Bakmıyorlar mı o deveye; nasıl yaratıldı?
    [088.018] Göğe; nasıl yükseltildi?
    [088.019] Dağlara; nasıl oturtulup-kuruldu?
    [088.020] Yere; nasıl yayılıp-döşendi?
    [088.021] Artık sen, öğüt verip-hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici-bir hatırlatıcısın.
    [088.022] Onlara 'zor ve baskı' kullanacak değilsin.
    [088.023] Ancak kim yüz çevirir ve küfre saparsa,
    [088.024] Allah, onu en büyük azab ile azablandırır.
    [088.025] Hiç şüphesiz onların dönüşleri bizedir.
    [088.026] Sonra onları hesaba çekmek de elbette bize aittir.
     
  5. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    089-FECR SURESİ

    BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM


    [089.001] Fecre andolsun,
    [089.002] On geceye,
    [089.003] Çifte ve tek'e,
    [089.004] Akıp-gittiği zaman geceye.
    [089.005] Bunlarda, akıl sahibi olan için bir yemin var, değil mi?
    [089.006] Rabbinin Ad (kavmin) e ne yaptığını görmedin mi?
    [089.007] 'Yüksek sütunlar' sahibi İrem'e?
    [089.008] Ki şehirler içinde onun bir benzeri yaratılmış değildi.
    [089.009] Ve vadilerde kayaları oyup-biçen Semud'a?
    [089.010] Ve kazıklar (ehramlar) sahibi Firavun'a?
    [089.011] Ki onlar, şehirlerde azgınlaşmışlardı.
    [089.012] Böylece oralarda fesadı 'yaygınlaştırıp-arttırmışlardı.'
    [089.013] Bundan dolayı, Rabbin, onların üzerine bir azab kamçısı çarpıverdi.
    [089.014] Çünkü senin Rabbin, gerçekten gözetleme yerindedir.
    [089.015] Fakat insan; ne zaman Rabbi kendisini bir denemeden geçirse, ona bir keremde bulunsa, ona nimetler verse: «Rabbim bana ikramda buludu» der.
    [089.016] Ama ne zaman onu deneyerek, rızkını kıssa, hemen: «Rabbim bana ihanette bulundu.» der.
    [089.017] Hayır; aksine, siz yetime ikramda bulunmuyorsunuz.
    [089.018] Yoksula yedirmek için birbirinizi teşvik etmiyorsunuz.
    [089.019] Mirası, sınır tanımaz (helal, haram aldırmaz) bir tarzda yiyorsunuz.
    [089.020] Malı da 'bir yığma tutkusu ve hırsıyla' seviyorsunuz.
    [089.021] Hayır; yer, parça parça yıkılıp darmadağın olduğu,
    [089.022] Rabbin(in buyruğu) geldiği ve melekler de dizi dizi durduğu zaman;
    [089.023] O gün, cehennem de getirilmiştir. İnsan o gün düşünüp-hatırlar, ancak (bu) hatırlamadan ona ne fayda?
    [089.024] Der ki: «Keşke hayatım için, (önceden bir şeyler) takdim edebilseydim.»
    [089.025] Artı o gün hiç kimse, (Allah'ın) vereceği azab gibi azablandıramaz.
    [089.026] Onun vuracağı bağı da hiç kimse vuramaz.
    [089.027] Ey mutmain (tatmin bulmuş) nefis,
    [089.028] Rabbine, hoşnut edici ve hoşnut edilmiş olarak dön.
    [089.029] Artık kullarının arasına gir.
    [089.030] Cennetime gir.
     
  6. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    090-BELED SURESİ

    BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM


    [090.001] Hayır; bu şehre yemin ederim,
    [090.002] Ki sen, bu şehirde oturmakta iken,
    [090.003] Babaya ve doğan-çocuğa da.
    [090.004] Andolsun, biz insanı bir zorluk içinde yarattık.
    [090.005] O, hiç kimsenin kendisine asla güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?
    [090.006] O: «Yığınla mal tüketip-yok ettim» diyor.
    [090.007] Kendisini hiç kimsenin görmediğini mi sanıyor?
    [090.008] Biz ona iki göz vermedik mi?
    [090.009] Bir dil ve iki dudak?
    [090.010] Biz ona 'iki yol-iki amaç' gösterdik.
    [090.011] Ancak o, sarp yokuşa göğüs germedi.
    [090.012] Sarp yokuşun ne olduğunu sana öğreten nedir?
    [090.013] Bir boynu çözmek (bir köleye özgürlük vermek) tir;
    [090.014] Ya da açlık gününde doyurmaktır,
    [090.015] Yakın olan bir yetimi,
    [090.016] Veya sürünen bir yoksulu.
    [090.017] Sonra iman edenlerden, sabrı birbirlerine tavsiye edenlerden, merhameti birbirlerine tavsiye edenlerden olma.
    [090.018] İşte bunlar, sağ yanın adamlarıdır (Ashab-ı Meymene) .
    [090.019] Ayetlerimizi inkar edenler ise, sol yanın adamlarıdır (Ashab-ı Meş'eme)
    [090.020] 'Kapıları kilitlenmiş' bir ateş onların üzerinedir.
     
  7. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    091-ŞEMS SURESİ

    BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM


    [091.001] Güneşe ve onun parıltısına andolsun.
    [091.002] Onu izlediği zaman aya,
    [091.003] Onu (güneş) parıldattığı zaman gündüze,
    [091.004] Onu sarıp-örttüğü zaman geceye,
    [091.005] Göğe ve onu bina edene,
    [091.006] Yere ve onu yayıp döşeyene,
    [091.007] Nefse ve ona 'bir düzen içinde biçim verene,'
    [091.008] Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun) .
    [091.009] Onu arındırıp-temizleyen gerçekten felah bulmuştur.
    [091.010] Ve onu (isyanla, günahla, bozulmalarla) örtüp-saran da elbette yıkıma uğramıştır.
    [091.011] Semûd (halkı) azgınlığı dolayısıyla yalanladı;
    [091.012] En 'zorlu bedbahtları' ayaklandığında,
    [091.013] Allah'ın elçisi onlara dedi ki: «Allah'ın (deneme için size gönderdiği) devesine ve onun su içme-sırasına dikkat edin.»
    [091.014] Fakat onlar, onu yalanladılar, deveyi de yere yıkıp öldürdüler: Rableri de günahları dolayısıyla 'onları yerle bir etti, kırıp geçirdi'; orasını da dümdüz etti.
    [091.015] (Allah, asla) Bunun sonucundan korkmaz.
     
  8. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    092-LEYL SURESİ

    BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM


    [092.001] Sarıp-örttüğü zaman geceye andolsun,
    [092.002] Parıldayıp-aydınlandığı zaman gündüze,
    [092.003] Erkeği ve dişiyi yaratana;
    [092.004] Gerçekten sizin çabalarınız (çelişkili, parça parça) darmadağınıktır.
    [092.005] Fakat kim verir ve korkup-sakınırsa,
    [092.006] Ve en güzel olanı doğrularsa,
    [092.007] Biz de onu kolay olan için başarılı kılacağız.
    [092.008] Kim de cimrilik eder, kendini müstağni görürse,
    [092.009] Ve en güzel olanı da yalan sayarsa,
    [092.010] Biz de ona en zorlu olanı (azaba uğramasını) kolaylaştıracağız.
    [092.011] Tereddi edeceği (başaşağı düşüşe uğrayacağı) zaman, malı ona hiç yarar sağlamaz.
    [092.012] Şüphesiz, bize ait olan, yol göstermektir.
    [092.013] Gerçekten, son da, ilk de (ahiret ve dünya) bizimdir.
    [092.014] Artık sizi, 'alevleri kabardıkça kabaran' bir ateşle uyardım.
    [092.015] Ona, ancak en bedbaht olandan başkası yollanmaz;
    [092.016] Ki o, yalanlamış ve yüz çevirmişti.
    [092.017] Korkup-sakınan ise, ondan uzak tutulacaktır.
    [092.018] Ki o, malını vererek temizlenip-arınır.
    [092.019] Onun yanında hiç kimsenin karşılığı verilecek bir nimeti (borcu, nimeti) yoktur;
    [092.020] Ancak yüce Rabbinin rızasını aramak için (verir) .
    [092.021] Muhakkak kendisi de ileride razı olacaktır.
     
  9. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    093-DUHA SURESİ

    BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM


    [093.001] Kuşluk vaktine andolsun.
    [093.002] 'Karanlığı iyice çöktüğü' zaman geceye,
    [093.003] Rabbin seni terketmedi ve darılmadı da.
    [093.004] Şüphesiz senin için son olan, ilk olandan (ahiret dünyadan) daha hayırlıdır.
    [093.005] Elbette Rabbin sana verecek, böylece sen hoşnut kalacaksın.
    [093.006] Bir yetim iken, seni bulup da barındırmadı mı?
    [093.007] Ve seni yol bilmez iken, doğru yola yöneltip iletmedi mi?
    [093.008] Bir yoksul iken seni bulup da zengin etmedi mi?
    [093.009] Öyleyse, sakın yetimi üzüp-kahretme.
    [093.010] İsteyip-dileneni de azarlayıp-çıkışma.
    [093.011] Rabbinin nimetini durmaksızın anlat
     
  10. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    094-İNŞİRAH SURESİ

    BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM


    [094.001] Biz, senin göğsünü yarıp-genişletmedik mi?
    [094.002] Ve yükünü indirip-atmadık mı?
    [094.003] Ki o, senin belini bükmüştü;
    [094.004] Senin zikrini (şanını) yüceltmedik mi?
    [094.005] Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık da vardır,
    [094.006] Gerçekten güçlükle beraber kolaylık da vardır.
    [094.007] Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et.
    [094.008] Ve yalnızca Rabbine rağbet et.
     
  11. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    095-TİN SURESİ

    BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM


    [095.001] İncire ve zeytine andolsun,
    [095.002] Sina dağına,
    [095.003] Ve şu emin beldeye (güvenilir şehre).
    [095.004] Doğrusu, biz insanı en güzel bir biçimde yarattık.
    [095.005] Sonra da aşağıların aşağısına çevirdik.
    [095.006] Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka; onlar için kesintisi olmayan bir ecir vardır.
    [095.007] Öyleyse bundan sonra, hangi şey sana dini yalanlatabilir?
    [095.008] Allah (c.c.) da, hükmedenlerin hakimi değil midir?
     
  12. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    096-ALAK SURESİ

    BİSMİLLHİRRAHMANİRRAHİM


    [096.001] Oku Rabb'inin ismiyle ki sizi O yarattı.
    [096.002] O, insanı bir alak'tan yarattı.
    [096.003] Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir;
    [096.004] Ki O, kalemle (yazmayı) öğretendir.
    [096.005] İnsana bilmediğini öğretti.
    [096.006] Hayır; gerçekten insan, azar.
    [096.007] Kendini müstağni gördüğünden.
    [096.008] Şüphesiz, dönüş yalnızca Rabbinedir.
    [096.009] Engellemekte olanı gördün mü?
    [096.010] Namaz kıldığı zaman bir kulu.
    [096.011] Gördün mü? Ya o (kul) doğru yol üzerinde ise,
    [096.012] Ya da takvayı emrettiyse.
    [096.013] Gördün mü? Ya (bu engellemek isteyen) yalanlıyor ve yüz çeviriyor ise.
    [096.014] O, Allah'ın görmekte olduğunu bilmiyor mu?
    [096.015] Hayır; eğer o, (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursa, andolsun, onu perçeminden tutup sürükleyeceğiz;
    [096.016] O yalancı, günahkâr olan alnından.
    [096.017] O zaman da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın.
    [096.018] Biz de zebanileri çağıracağız.
    [096.019] Hayır; ona boyun eğme (Rabbine) Secde et ve yakınlaş.
     
  13. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    097-KADİR SURESİ

    BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM


    [097.001] Gerçek şu ki, biz onu kadir gecesinde indirdik.
    [097.002] Kadir gecesinin ne olduğunu sana bildiren nedir?
    [097.003] Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır.
    [097.004] Melekler ve ruh, onda Rablerinin izniyle her bir iş için inerler.
    [097.005] Fecrin çıkışına kadar bir esenliktir (selamdır) o.
     
  14. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    098-BEYYİNE SURESİ

    BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM



    [098.001] Kitap ehlinden ve müşriklerden küfre sapanlar kendilerine apaçık bir delil gelinceye kadar, (bulundukları durumdan) kopup-ayrılacak değillerdi.
    [098.002] (O delil de) Allah'tan gönderilmiş-bir elçi (ki,) tertemiz sahifeleri okumaktadır;
    [098.003] Onların içinde dosdoğru 'yazılı-hükümler' vardır.
    [098.004] Kitap ehlinden olanlar, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra fırkalara ayrıldılar.
    [098.005] Oysa onlar, dini yalnızca O'na halis kılan hanifiler (Allah'ı birleyenler) olarak sadece Allah'a kulluk etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekâtı vermekten başkasıyla emrolunmadılar. İşte en doğru (dimdik ve sapasağlam olan) din budur.
    [098.006] Hiç şüphesiz, kitap ehlinden ve müşriklerden küfre sapanlar, içinde sürekli kalıcılar olmak üzere cehennem ateşindedirler. İşte onlar, yaratılmışların en kötüleridir.
    [098.007] İman edip salih amellerde bulunanlar ise; işte onlar da, yaratılmışların en hayırlılarıdır.
    [098.008] Rableri katında onların ödülleri, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere altından ırmaklar akan Adn cennetleridir. Allah, onlardan razı olmuştur, kendileri de O'ndan razı (hoşnut, memnun) kalmışlardır. İşte bu, Rabbinden 'içi titreyerek korku duyan kimse' içindir.
     
  15. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    099-ZİLZAL SURESİ

    BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM


    [099.001] Yer, o şiddetli sarsıntıyla sarsıldığı,
    [099.002] Yer, ağırlıklarını dışa atıp-çıkardığı,
    [099.003] Ve insan: «buna ne oluyor?» dediği zaman;
    [099.004] O gün (yer), haberlerini anlatacaktır.
    [099.005] Çünkü senin Rabbin, ona vahyetmiştir.
    [099.006] O gün insanlar, amelleri kendilerine gösterilsin diye, bölük bölük fırlayıp-çıkarlar.
    [099.007] Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onu görür;
    [099.008] Kim de zerre ağırlığınca bir şer (kötülük) işlerse, o da onu görür.
     
  16. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    100-ADİYAT SURESİ

    BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM


    [100.001] Soluk soluğa koşan (at) lara andolsun,
    [100.002] (Tırnaklarıyla) Ateş saçanlara,
    [100.003] Sabah vakti baskın yapanlara,
    [100.004] Derken, orada tozu dumana katanlara,
    [100.005] Bununla bir (düşman) topluluğun orta yerine kadar dalanlara.
    [100.006] Hiç şüphesiz insan, Rabbine karşı nankördür.
    [100.007] Ve gerçekten, kendisi de buna şahiddir.
    [100.008] Muhakkak o, mal sevgisinden dolayı (bencil ve cimri tutumundan) çok katıdır.
    [100.009] Yine de bilmeyecek mi? Kabirlerde olanların 'deşilip dışa atıldığı,
    [100.010] Göğüslerde olanların derlenip-devşirildiği zamanı?
    [100.011] Hiç şüphesiz, o gün Rableri, kendilerinden gerçekten haberdardır.
     
  17. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    101-KARİA SURESİ

    BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM



    [101.001] 'Başa çarpıp patlak verecek olan' (kâria: kıyamet),
    [101.002] Nedir o 'çarpıp patlak verecek olan?
    [101.003] Sana o 'çarpıp patlak verecek olan'ı bildiren nedir?
    [101.004] İnsanların, 'her yana dağılmış' pervaneler gibi olacakları gün,
    [101.005] Ve dağların da 'etrafa saçılmış' renkli yünler gibi olacakları (gün) .
    [101.006] İşte, kimin tartıları ağır basarsa,
    [101.007] Artık o, hoşnut olunan bir hayat içindedir.
    [101.008] Kimin de tartıları hafif kalırsa,
    [101.009] Artık onun da anası (son durağı) «hâveyi»dir (uçurum) .
    [101.010] Onun ne olduğunu (mahiyetini) sana bildiren nedir?
    [101.011] O, kızgın bir ateştir.
     
  18. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    102- TEKASÜR SURESİ

    BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM


    [102.001] (Mal, mülk ve servette) Çoklukla övünmek, sizi 'tutkuyla oyalayıp kendinizden geçirdi.
    [102.002] «Öyle ki (bu) mezarı ziyaretinize (Kabire gidişinize, ölümünüze) kadar sürdü.»
    [102.003] Hayır; ileride bileceksiniz,
    [102.004] Yine hayır; ileride bileceksiniz.
    [102.005] Hayır; eğer siz kesin bir bilgiyle bilmiş olsaydınız,
    [102.006] Andolsun, o çılgınca yanan ateşi de elbette görecektiniz.
    [102.007] Sonra onu, hiç tartışmasız yakîn gözüyle (Ayne'l Yakîn) görmüş olacaksınız.
    [102.008] Sonra o gün, nimetten sorguya çekileceksiniz.
     
  19. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    103-ASR SURESİ

    BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM


    [103.001] Asra andolsun;
    [103.002] Gerçekten insan, ziyan içindedir.
    [103.003] Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka.
     
  20. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    104-HÜMEZE SURESİ

    BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM


    [104.001] Arkadan çekiştirip duran, kaş göz hareketleriyle alay eden her kişinin vay haline;
    [104.002] Ki o, mal yığıp biriktiren ve onu saydıkça sayandır.
    [104.003] Gerçekten malının kendisini ebedi kılacağını sanmaktadır.
    [104.004] Hayır; andolsun o, «hutame'ye atılacaktır.
    [104.005] «Hutame»nin ne olduğunu sana bildiren nedir?
    [104.006] Allah'ın tutuluşturulmuş bir ateşidir,
    [104.007] Ki o, yüreklerin üstüne tırmanıp-çıkmaktadır.
    [104.008] O, onların üzerine kilitlenecektir;
    [104.009] (Kendileri de) Dikilip-yükseltilmiş sütunlarda (bağlanacaklardır
     

Bu Sayfayı Paylaş