Mürefte-Hoşköy-Şarköy / Tekirdağ

'Marmara Bölgesi' forumunda Uygu tarafından 5 Eki 2012 tarihinde açılan konu

  1. Uygu

    Uygu New Member

    Tekirdağ çıkışı sola dönerek başladığınız yolculuğunuzda yazlıklar ve halk plajları ile kaplı Barbaros, Kumbağ gibi sahil kentlerini arkanızda bırakıp sık ve farklı yeşil tonlara sahip orman dokusu içindeki asfalt orman yolundan hep solu takip ederek ilerliyor ve ilk köy olan Yeniköy’e geliyorsunuz.

    [​IMG]

    [​IMG]



    Oldukça tenha köy çarçabuk bitiyor karşınıza Marmara adası ve komşu adaların silueti çıkıyor. Bulunduğunuz nokta adalara yüksekten bakma zevki verirken Ganos Dağlarının dikkat gerektiren geçişi başlıyor.

    Zemin tozlu toprak, hava rüzgârlı alabildiğince temiz, manzara muhteşem, ufuk açık. 30-40 km sini bile çok önceden görerek gidebiliyorsunuz.

    Yavaş seyir daha güvenli yolculuk yapmanızı sağlıyor. Bitirdiğiniz yola dönüp baktığınızda onca nasıl geldiğinizi nerelerden geçtiğinize siz de şaşırıyorsunuz. Mevsim baharsa bir de hava net ise kokulu katırtırnakları, sarı gelincikler, papatyalar, kırmızı, mor pembe çiçekler, kuş cıvıltıları, alabildiğine yalnızlık, bir o kadar da özgürlük… Uçmakdere görünüyor uzaklarda.

    Vadi arasına kurulu köy girişinde tüm heybeti ile ulu bir çınar yanından geçiyor, köyün içine giriyorsunuz. Köyün plajlı, kamp sahalı sahili püfür püfür eserken, yerliler Marmara’nın en temiz denizi buradadır. Nedeni ise fazla yerleşim yoktur buralarda 60 kadar yazlık var hepsi fosseptik çukurlu denize atık olmaz, Denizimiz derindir dibi karışmaz suyu berraktır diye ilave ediyorlar.

    Biraz da soğuk dağlardan gelen tatlı su kaynakları karışıyor dipten. Bakınca siz de hak veriyorsunuz. Küçük çaplı balıkçılık yapılıyor, levrek ve yavrusu ispenda, işkine, karagöz, kefal, çıkıyor. Köy içinde küçük bir meydan yanı başı kahve, ahşap köy evleri bir köy bakkalı içinde kırlangıç kuşları uçuyor abajura konuyor. Onlara çatalkuyruk da deniyor.
    Her yıl yavru yapmaya Uçmakdere’ye geliyor Haziran başında gidiyorlar.

    Köy halkı tütün, üzüm işi ile uğraşıyor son yıllarda enginar da ekmeye başlamışlar. Üzüme kalite veren toprak, güneş, rüzgâr sebzeleri de leziz kılıyor. Köylüler “Albenisi yoktur, pazara götür beğenip almazlar, alan olursa bir daha seni bırakmaz, biraz bakım olsa bizi kimse geçemez lezzet yarışında” diyorlar. Uçmakdere sahili şiir yazdıracak kadar ilham dolu, esin kaynağı.

    Topu topu bir büfe, bir duş wç li kamp alanı, mütevazı bir köfteci hepsi hepsi bu. Bol ve dinlenmiş taze hava, köylülerin yetiştirdiği leziz sebzeler, karpuzlar, koca bir şarap fabrikasını da unutmamak gerek ama sahilde öyle bir çınar var ki altında oturulan, saygı duymak geliyor içinizden. Platanus orientalis (Doğu Çınarı) anıt niteliği Trakya Üniversitesi çakmış tabelayı ağaca. Köyde 10 anıt çınar daha var beşi tescilli.


    [​IMG]

    Hoşköy:


    Çok uzaklardan göz kırpar, selamlar gibi, yanına gidince daha da çok seviyor insan, martı gibi beyaz narin gövdesi ile denizcilerin, dostu Hoşköy Hora Feneri karşılıyor sizi. 1876 Fransız yapımı fener 96 kristalden meydana geliyor. Kendi ekseni etrafında 360 derece dönerek görev yapıyor. Bölgenin ikinci büyük feneri olma özelliğine sahip etrafı da çok güzel çiçek yapıyor.

    [​IMG]

    Yanına çıkan patikadan geçerek gelince, ufuk hattına bakarken kendinizi bir nebze olsun kaptan sanabiliyorsunuz. Sahil boyunca yolun kara tarafı iki katlı yazlıklar sıralanıyor. Yürüyüşe çıkanlar, balık tutanlar, çiçekli bakımlı bahçeler, nostaljik bir hava veren klip çekmeye müsait karikatür gibi görünüşe sahip balık dalyanları arasından Mürefte görünüyor.


    Mürefte :

    Kuruluşu M.Ö.2000 yıllarına dayanan Mürefte adını “Binbir çiçek” anlamına gelen Miryefton’dan almış. Toprağın bereketi beldeye bu ismi vermiş. Bölgede Doluca Tepesi denilen yerde bulunan volkanik dağdan çıkan lavlar toprak kalitesini artırmış tamamıyla humus olan toprak sayesinde üzüm bağlarını Dünya standartlarına çıkarmış.

    [​IMG]

    Şarköy’e 13 km mesafede yer alan şirin belde denizi, beyaz şarabı, üzümü, balığı, karidesi ve Rumlardan kalan kalıntıları ile ünlenmiş. Şenliklerle kutlanan şarap festivallerde çeşitli etkinlikler bölgeye olan cazibeyi de artırıyor. Kehribar renkli üzüm taneleri ve bu üzümlerden yapılan şaraplar etrafa mutluluk saçıyor.

    Yapıncak, Cinsaut, (Şenso), Semillon, Gamay, Karalahana, Alphonse, Kardinal, Çavuş, Mucat, Hafızali her biri ayrı tadıyla Mürefte bağlarında yetiştiriliyor. Mürefte sahili kafe ve restoranlar, çay bahçeleri eski ve ünlü şarap imalathanelerinin yeni açılan şarap tadım bahçeleri, terasları, mahzenleri ile devam ediyor. Bir çok şarap firması orijinallerine sadık kalarak ön cephesi ve içi yenilenmiş tertemiz şarap imalathanelerinde en kaliteli şaraplar konuklar tarafından tadılırken, imalatın yapıldığı tanklar, dekoratif ahşap fıçılar, üretim safhaları da görülebiliyor.

    Misafirler tadım sırasında satış elemanları tarafından şarap anlatımları ve broşürlerle bilgilendiriliyor. Şarap tadını damak zevkine yakın bulanlar, Gabernet Sauvignon, Gabernet Sauvignon&Merlot, Boğazkere&Öküzgözü, Kalecik Karası, Merlot, Ghardonnay, Turkuaz, Majestik, Kara Salkım Gamay, Kara Salkım Cinsault, Kara Salkım Papazkarası, Şehrazat, Altıntepe, Sevilen Tatlı, Rose, Pırlanta, Tokay gibi şarapları ilk elden bulabiliyorlar.

    [​IMG]

    Mürefte, 9 Ağustos 1912 yılında yaşamış olduğu deprem nedeniyle çok katlı binalar yerine daha az katlı binalar yapılmış, eski binalarda koruma altına alınmış. Mürefte çıkışında yer alan Eriklilice piknik yapmaya, deniz üzerinde taş zıplatmaya, müsait yosun kokulu, esintili sahilinde dalyanıyla dikkat çekiyor.


    Şarköy :

    1354 yılında Gazi Süleyman Paşa tarafından fethedilen ve “Şehirköy” olarak adlandırılan Şarköy, yazlıkçıların, emeklilerin ve gençlerin sahil kafelerinde, çay bahçelerinde oturup dinlendikleri, bisiklet turlarına katılıp liman çevresinde koyu sohbetlere daldıkları birbirlerini tanıyan yerleşik nüfusuyla balığın, temiz havanın, denizin tadına doyasıya varılan bir başka tatil beldesi. Sürücüsüne zevk veren pastoral manzaralı, yumuşak dönemeçlerle süslü yolu, motor sürücüleri için de uygun bir güzergâh olarak dikkat çekiyor.

    Tekirdağ yoluna çıktıktan sonra İstanbul’a 180 km yolunuz kalıyor. Otoyol gişelerinde kente giriş için beklemez iseniz iki saatte anakent’tesiniz. Ondan daha az sürede Çanakkale veya Edirne’desiniz. Şarköy’de solunuz Marmara, sağınız Saroz Denizi. Karpuz+rakı Tekirdağ’dan, beyaz peynir Edirne, sardalye Gelibolu, şaraplar Mürefte kısacası temiz hava bol gıda. İnsan daha ne ister ki?

    [​IMG]


    Mürefte’ye nasıl gidilir?



    Mürefte, İstanbul’dan 230 kilometre uzakta Tekirdağ’a bağlı bir belde. Mürefte’ye gitmek için TEM Otoyolundan gidip, Kınalı çıkışından Tekirdağ yönüne devam etmek gerekiyor.

    [​IMG]

    Tekirdağ’dan sonra da Keşan istikametine doğru gidiyorsunuz ve Şarköy sapağından kıvrımlı yola (karıştıran) giriyorsunuz. Yolculuk İstanbul’dan yaklaşık 3,5 saat sürüyor.Eğer yol uzun diyorsanız, Tekirdağ’da bir köfte molası verebilirsiniz.

    [​IMG]

    Tekirdağ, Şarköy, Mürefte’de Ne yenir?

    Yolu Tekirdağ’dan geçenler, meşhur beyaz peynir ve odun ekmeği ile Tekirdağ köftesini gönül rahatlığı ile yiyebilirler. Bağırsak vs gibi hiçbir katkı malzemesi bulunmayan, temiz malzeme ile yapılan köfteyi oturup yiyebilir veya kısa süre bekleyerek yuvarlak odun ekmeği içine koydurabilir, bu şekilde yanınıza da alabilirsiniz. Özellikle Tekirdağ köftesinin kaşarlı çeşidi, sadesi kadar damakta leziz bir tat bırakıyor.

    [​IMG]

    Tekirdağlı balıkçılar tuttukları yöre balıklarını, ekonomik fiyatlarla balıkçı barınağı üzerinde canlı satıyorlar.Uçmakdere sahilinde kampçıların ve piknikçilerin ihtiyaçlarını karşılayan kır lokantası, büfe bulunuyor. Uçmakdereli çiftçiler su içinde büyüyen taban yeri karpuzu güzel olmaz, yörenin karpuzu su tutmayan çakıllı toprakta yetişir, tatlı ve kütür kütür olur diye ipucu veriyorlar. Mürefte, balık restoranı ve lokantaları, Şarköy ise aynı türde


    *
    Alıntı
     
  2. Emma

    Emma New Member

    Teşekkürler
     

Bu Sayfayı Paylaş