Öfke duygusu olmayan çocuk korkak oluyor

'Anne ve Çocuk' forumunda sha. tarafından 8 Eki 2009 tarihinde açılan konu

Konu etiketleri:
  1. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    Günümüz çocuk terbiyesinde doğrular ve yanlışlar iç içe girdiğinden anne-babalar çocuklarını terbiye ederken sağlıklı bir insanda bulunması gereken birçok özelliği de bilinçsizce köreltmektedir. Bunların başında da çocuklarda yok edilmeye çalışılan "öfke" duygusu gelmektedir.


    Öfke doğuştan her insanda var olan tehlikelere karşı o insanı korumak üzere programlanmış bir refleks davranıştır. Bilinenin aksine öfke sağlıklı her insanda olmazsa olmaz olan bir duygudur.

    Güçlü veya güçsüz fark etmez öfke anında insan vücudunda salgılanan hormonlar kendisinden onlarca kere güçlü olan birini yere serebilecek kadar enerji kaynağıdır. İçinde taşıdığı öfke sayesinde insan kendini sosyal hayat içinde güvende hisseder. Öfke sayesinde insan onurunu korumaya çalışır. Öfke sayesinde insan namusuna uzatılan ele karşılık verir...

    Ve öfke refleksi kırılmış bir insan Mesnevi'de örneği verilen pençesi koparılmış doğan kuşu gibi korkak ve çaresiz olur. Kendisine yönelecek tehlikelere karşı kanatlarını açamaz. Dişlerini ve yumruklarını sıkamaz. Ses tonunu değiştirip hasmının üzerine yürüyemez. Böylesine önemli işlevi bulunan öfke ne yazık ki çocuk terbiyesi sırasında anne-babalar tarafından çok defa 'Çocuğum agresif davranıyor.' denilerek sindirilmeye çalışılmaktadır.

    ÖFKE ÇOCUKLARI TACİZDEN KORUYAN BİR SİLAHTIR

    Yapılan araştırmalar ve pratik tecrübeler gösteriyor ki tacize uğrayan çocukların tacizcinin elinden kurtulamamasının en önemli nedenlerinden biri "çocuğun öfke duygusunu kullanamaması"dır.

    Ne yazık ki anne-babalar bilerek ya da bilmeyerek çocuklarını eğitirken onların doğal koruyucu kalkanı olan "öfke"yi bastırmakta yok etmekte veya kullanılamaz hale getirmektedirler. Öfkenin faydaları düşünülmeden sadece zararları göz önünde tutularak uygulanılan terbiye yöntemleri çocukları kötü niyetli kişilerin tuzaklarına düşmeye fırsat vermektedir.

    Çocukların taciz anında yaşadıkları korku ve endişe ile öfke duygusunu kullanmaları bağırıp çağırmaları ortalığı birbirine katmaları gerekirken ne yazık ki bu çocukların öfke reflekslerini harekete geçiremedikleri bir kuş gibi çaresizce tacizcinin elinde kaldıkları gözlemlenmektedir.

    Tacize uğrayan çocukların aile yapıları incelendiğinde bu çocukların aile içinde psikolojik ve duygusal baskı altında tutuldukları dikkat çekmektedir. Bu tür çocukların ailelerinin çocuklarının aile içinde öfke refleksinin kullanılmasına müsaade etmedikleri görülmektedir. Halbuki aile ortamı bir jimnastik salonudur. Çocuk orada kendini geliştirecek kendini o ortamda hayata hazırlayacaktır.

    ÖFKENİN ÖNÜNE GEÇİLMEZ İSE ZARARLI OLMAZ MI?

    Çocuk terbiyesi ile meşgul bir anne-babanın aklına bu yazıyı okuduktan sonra "Çocukların öfkesinin önüne geçmez isek bu öfke yarın hem çocuğun kendisine hem de çevresine zarar vermez mi?" sorusu takılabilir. Hemen cevap vermek gerekirse "Evet verir" diyebiliriz.

    Eğer çocuk terbiyesinde çocuğun öfkesini nasıl kullanacağı yönünde bir metodoloji izlenmez ise o takdirde öfke hem çocuğun kendisine hem de çevresine ciddi zararlar verebilir. Akıl öfkeyi önlese bile öfke aklı bastırabilecek kadar güçlüdür. Bu nedenle öfkeli bir insana sadece "aklını kullan" "sakin ol" demek bazen bir anlam ifade etmeyebilir.

    ÖFKE ZEHİR VİCDAN PANZEHİR

    Öfke terbiyesinde "vicdan" duygusunun kullanılması hayati önem taşımaktadır. Anne-babalar çocukları 4 yaşına girdiğinden itibaren çocuklarındaki vicdan mekanizmasını çalıştıracak terbiye metotlarını hayata geçirmelidirler. Anne-babalar sadece vicdana yönelik terbiye yöntemlerini hayata geçirmekle kalmamalı zaman zaman çocuklarını vicdan testine sokup vicdan mekanizmalarının doğru çalışıp çalışmadığını da kontrol etmelidir.​
     

Bu Sayfayı Paylaş