Saygı Öztürk - Kırmızı Klasör

'E-Kitap' forumunda yenal1990 tarafından 24 Tem 2010 tarihinde açılan konu

Konu etiketleri:
Konu Durumu:
Özür dileriz,Bu konu cevaplara kapatılmıştır.
  1. yenal1990

    yenal1990 New Member

    [​IMG]
    Kırmızı Klasör (Saygı Öztürk)

    AÇIKLAMA 1 :

    Saygı Öztürk’ün uzun yılları kapsayan çalışması PKK’nın elebaşısı Abdullah Öcalan’ın tutuklanmasından itibaren başlayan süreci anlatıyor. Ayrıca Kırmızı Klasör’de Hizbullah ve terör de detaylı olarak inceleniyor.

    ·Apo idam kararını dinlerken ne tepki verdi?
    ·Şehit aileleri ve dramları...
    ·PKK’ya hangi ülkeler yardım etti?
    ·Tarihî tutuklama sonrasında PKK’nın tutumu ve eylemleri
    ·Canlı bombalar ve dramları..

    Mahkeme başkanı kararını okurken, Abdullah Öcalan sarsıldı, yerinden oynadı, öndeki ellerini bu kez arkasına koydu. Dünyası yıkılmış, ayakta zor duracak hale gelmişti. Öcalan, kararı dinledikten sonra, çıktığı kapının yolunu bile şaşırdı. Cam fanustan sanki, dışarıya çıkmak istiyordu. Avukatlarına sert sert baktı. Başını onlara hafifçe salladı ve görüşmek istediği işaretini yaptı. İşte, mahkeme başkanının kararını açıklaması tam 2 dakika 10 saniye sürdü.

    "Baba" demeyi daha bilmeyen, babasını ancak fotoğraflarından tanıyan kızının günlüğünü okumuştu. O küçük kız APO'nun yakalandığı gün günlüğüne şunları yazmıştı:
    "Hey günlük! Bugün çok sevinçliyim. Bugün benim babamı kaybettiğimden beri en sevindiğim olay, bu olay. Niye diye sormasan da ben cevabı vereceğim. Günlüğüm, babamın katili APO yakalandı. Bağırmak, bunu dünyaya duyurmak istiyorum. Hemen gidip bayrağımı asalım günlüğüm."
    O minik kız, o gün yani APO'nun yakanlığı gün evlerinin balkonuna bayrak asmıştı. O bayrak dalgalanıyor, belki bazıları da "Bugün ne bayramı?" diye merak ediyordu. İşte o gün, şehitlerin, şehit yakınlarının, gazilerin bayramıydı...

    AÇIKLAMA 2 :

    Bir elinde bomba bulunan terörist, kendisini Büyükelçilik görevlisi diye tanıtan kişiyle uçağın telsiziyle konuşuyordu. O, uçağı Bulgaristan’ın başkenti Sofya’ya indirdiğini sanıyordu. Sabah ezanı okunmak üzereydi. Alacakaranlıkta bir Emniyet mensubu M-16 Kobra silahıyla nişan aldı. Tek atış şansı vardı. Biri tetiği, biri bombanın pimini çekecekti…
    * Komutan, Celal Talabani’ye, Sen ne biçim adamsın? diye bağırıyordu. Talabani, korkudan geri çekilirken, komutanı yatıştırmaya çalışıyordu.

    Apo’nun, Şam’daki evinin önüne bir minibüs yanaştı. Minibüsten inenler arasında “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım da vardı. Apo, telefonla konuşuyordu. Büyük bir patlama oldu. Ardından bir sessizlik. Telefonu dinleyenler birbirlerine sarılıp ağladılar. Sonra, her şey değişti…
    Siverekteki yer sofrasında oturan 13 kişi arasında Korkut Eken, Abdullah Çatlı ve Drej Ali lakaplı Ali Yasak da bulunuyordu. Korkut Eken ve Drej Ali ilk kez o günü anlattı ...

    link silinmiş....
     
Konu Durumu:
Özür dileriz,Bu konu cevaplara kapatılmıştır.

Bu Sayfayı Paylaş