Uzun Gemide Akşam – Ayten Mutlu

'Aşk Şiirleri' forumunda zipper tarafından 24 Ağu 2013 tarihinde açılan konu

  1. zipper

    zipper quae nocent docent

    [​IMG]

    I.

    ne çok oldu
    aramızdan
    bir şarkı
    geçmeyeli
    senmişim gibi tıpkı
    kalırım ben
    sen git diyor
    salondaki kanepe
    gidemem ki
    unuttu beni dünya
    lavanta kokulu
    çeyiz sandıklarında
    beklemekten sararmış
    beyaz örtüler gibi

    II.

    yağmur sonu toprak
    gibiyim oysa
    bir kaçışın güzelliği
    mor sularla
    vurdukça
    şakaklarıma
    ah bu siren sesleri
    ölü balık gözleriyle
    öpen
    bensizliğimi
    ne kadar hızlı koşsam
    aynı ayaklar
    ve aynı gövde
    mıhlıyor gölgemi sanki
    şişenin içindeki
    bu simsiyah gemiye

    III.

    nedir benden uçup giden
    adı silinmiş
    bir sokak
    kuru dere yatağı
    kalmış gibi içimde
    kayboldu adresi
    sevinçlerimin
    hüznü bile sustu artık
    dalına tutkun yaprak
    gibi titreyerek
    sana senden gelen
    sesim

    IV.

    incittiğimiz
    aslında
    kendi sesimiz
    susmasa diyorum
    birilerimiz
    mesela
    kapı birden
    gıcırdasa
    ya da perde
    gürültüyle
    düşse
    yere
    tamamlanır bir şeyler
    belki
    içimizde de

    V.

    bu topal at
    bir kıştan ötekine
    soğuyan kemik
    döne döne
    üstü çizilmiş plak
    cam güzeli saatler
    kahve telvesi
    ayakta durdukça
    eskiyen ağaç
    yağmurda
    ıslanmayan
    bu deniz
    parantez içindeki
    bu ölüm dansı

    VI.

    göğe çarpan
    fırtına ağaçları
    uzun trenler
    hüzünlü istasyonlar
    uzak şehirler
    bir düşten
    ötekine
    çizilmiş haritalar
    ve acıma duygusu
    gövdemi epriten giysi
    sanki tek kişilik
    bir saklambaç
    oynuyoruz
    ebedi kış evinin
    mahzenlerinde

    VII.

    kuşku yok ki
    her şey ve herkes
    kendince açıklıyor hayatı
    suçluluk
    o mızmız çocuk
    oydu kıran
    belki
    oyuncakları
    şimdi birbirimizde
    seyrediyor gibiyiz
    bir sirkin
    kırık aynalarını

    VIII.

    suçluları
    kendi haline bırak
    dedi adam
    masumiyet
    o beyazdaki siyah
    yarım kalan bir ayindeymiş gibi
    kutsar içimizdeki
    öç perisini
    su ve ateş
    birbirini yüceltir
    her yalnızlık
    başka bir yalnızlıkla
    sınar kendini

    IX.

    örümcek
    ruhlara döşer
    önce ağını
    sonradan gizlenir
    duvar oyuklarına
    çünkü
    bir ev gerekir
    sokağın
    sustuğu
    intiharlara
    ölü sinek dilinde
    tekrarın
    kırılması
    diyorlar buna

    X.

    saydam
    bir korku belki
    açıklayan
    seni bana
    beni sana
    yavaş yavaş
    ölürken
    anlarımız
    içimizdeki
    sığınaklarda
    yanlış yerlere
    yani
    birbirimize
    gömdüler
    bizi


    Ayten Mutlu
     

Bu Sayfayı Paylaş